8 Şubat 2013 Cuma

DÜŞ GÖRÜ DUYU DURUM



1-DÜŞ
Bir düşü düşündüğün kadar düşünsen beni
Kırılmazdı içimde duran sırça çaydanlık
Çay demlerdim, öylece uyandırırdım seni
Uykuya karışırdı anlamsız sıradanlık

Bir düşü düşlemekten öte düş görmek de var
Paçoz mintan, çul çaput, tütün rengi bıyıklar
Yakası ısırılmış lacivert gömlek de var
Öfkesi alışılmış aynı sesi sayıklar

Bir düşe düşünce gör, düş yalan, acı gerçek
Doğrulduğun yatağın hayatın tam içinde
İster uyan rüyadan, ya da ister keder çek
Dolanır anlamsızlık yitik anlam içinde.

Bir düşe düştüğünde kaç uyku örselendi
Sen uyandın, zihninde uyanmadı tortular
Froyd bilir,Yung anlar, elek elek elendi
Kaç çocukluk pisikoz saklandığı kuytular.

2-GÖRÜ
Bir körü gördüğünden öte görseydin beni
Körelmezdi içinde paslı kırık çaydanlık
Çay demlerdin, bir bardak çıkartırdın ki yeni
Çatal, bıçak benzeri bir sürü avadanlık

Bir görü, bir göz ucu dokunuştu, hepsi bu
Bir elinde Nabokov, ötekindeyse Füsus
Hangisine eğilsem sanki diğeri tabu
Varoluşçu bir seyr-i süluk içre bâhusus

Bir görüntü, anlıktır, sınandığın sanrılar
Ben seni dürtüyorum, sen düşe yatıyorsun
Dikiliyor Olimpos dağından tüm tanrılar
Bir putu kırıyorum, bin put yaratıyorsun

Bir körü öngörüsüz gördüğün gibi bir kez
Baksaydın gözlerime görecektin sımsıcak
Ekmek pişiriyordum, demli çay, hevesi tez
Geçip gitmeyen buydu, uyandı uyanacak

3-DUYU
Bir duyudan duyduğun sesçe duysaydın beni
Fokurdardı içinde o dopdolu çaydanlık
Bir çocuk mırıldanıp didiklerdi gövdeni
Uyan anne çay doldur, silkelenip bir anlık

Bir duyu, bir duruluş dolardı bardaklara
Bozulmazdı duygular, ekmekler gibi duru
Kaynamış o demli çay değdikçe dudaklara
Tebessüm bulaşırdı ilk yaz gibi kupkuru

Bir duyarlı yüreğin sesidir duyar duymaz
Uyandıran kan uyku kabusundan korkunu
Dem olur biçtiğine bir santim kumaş uymaz,
Olsun, içine sinip taşıyor ya kokunu

Bir duyup bir duyulmaz andır, geçip gider hep
İşte öylece durup dinleseydin sesimi
Oruca mühürlenmiş suskunluğumdu sebep
Susarak yıkıyorken yedi kat kilisemi.

4- DURUM
Bir durup her durumda anlasaydın ya beni
Durulurdu kaynayan ocaktaki çaydanlık
Çay içip gülüşürdük, dişlerden döküleni
Ağız ağız toplardık, biterdi unutkanlık

Bir durum bir duruluş itelenirdi acı
Kahve taşar cezveden, su böreği küflenir
Antibakteriyel deterjanın ilacı
Ocaktan bir nefesle yaralara üflenir

Bir durular bir yıkar her durumda pir ü pak
Kalır mıydı geriye limon rengi o leke
Dönmeseydin geriye, dönme lekeli bırak
Bu durumda ısrarcı temizliktir tehlike.

Bir duru su oluyor, yuğuyorum uykunu
Tek tek ayıklıyorum hezeyanı düşünden
Seninle biteviye uyuyorum uykunu
Kah kabusun çığlığı, kah içli gülüşünden

5-DÜŞ-GÖRÜ
Bir düş görüp uyandın, uyandırsaydın beni
Dizlerine yatırıp sersem sepelek gibi
Müstehzi bir tebessüm ya da ne saydın beni
Boynuna doladığın o uçuk melek gibi

Bir görüp bir düşleyip dönme, bu çark nedensiz
Elektronik posta, yirmidokuz harf boşluk
Seni italikliyor hezeyanların sensiz
Hâlis halisülasyon o alkolsüz sarhoşluk.

6- DUYU-DURUM
Bir duyu duyuruyor gibi sevseydin beni
Bir açı doyuruyor gibi ya da bir kuşu
Dağı aşıyor gibi, eğreti bir yokuşu
Tırmanan şerpalara benzetmeseydin beni

Bir duygunun durumu bozulmuş, onarılır
Bir durumun duygusu kırk katıra yüklenmez
Sadra yazılan nedir bin satıra yüklenmez
Çaydanlıkmış, sırçaymış, düşmüş, elbet sarılır

7- DÜŞ-GÖRÜ-DUYU-DURUM
Bir düş gördün, kör duydun, durum bozuk, dem derim
Uyuyandan, çocuktan kalkmıştı kalem derim
Bir de hezeyanından, sanrı, ikilem derim
Düş görür, duyu duru, dönme bu çarka, dönme
Pişmanlık aldatıcı, korkulu çarka dönme.
Durum budur, ötesi ne hüznüm ne kederim
Sen durul, düş uyansın, sana dönsün kaderim.

Hiç yorum yok: